3 Şubat 2012 Cuma

Haruki Murakami-İmkansızın Şarkısı (Norwegian Wood)

1960-1970'li yıllar: Seks, Alkol, Amerikan özentisi Japon Gençliği


İlk olarak Türkçe yayınlanmış olan bütün Haruki Murakami kitaplarının kütüphanemde yer aldığını söylemeliyim. Murakami'nin dışında Oe, Abe, Mishima, Kavabata, Tanizaki, Başo gibi yazarların kitapları da daha önce elime geçmişti. Japon edebiyatı ile ilgili genel izlenimim özellikle Tanizaki'nin kitaplarında da görüldüğü şekilde bir cinsel fantezi yoğunluğuna sahip olmaları, Murakami'nin Zemberekkuşu'nun Güncesi, İmkansızın Şarkısı gibi eserlerinde de bu eğilim görülüyor.

İmkansızın Şarkısı'nın geçtiği dönem, Çiçek çocuklar ya da Hippiler olarak adlandırılan, sloganı "Peace" ya da Türkçesi ile barış olan, ama her ne hikmetse fiil olarak sadece seks, alkol ve uyuşturucu üçgeninde sınırlı kalan bir grubun etkin olduğu bir zaman periyodu, dolayısı ile kitaptaki karakterlerde bu dönemden azami ölçüde etkilenmiş görünüyor.

Kitapta, üniversite yaşamına yeni adım atmış bir grup öğrenciyle ve bazılarının liseden beri süregelen ilişkileri ile karşılanıyoruz. Esas karakter olan Watanabe, fazla konuşmayan, daha çok bazı arkadaş gruplarının ya da çiftlerin içine eklemlenen bir karakter görünümünde, bazı anlarda etkin olmaya çalışsa da süreçler üzerinde fazla da bir etkisi yok. Naoko'yla ilgilenir gibi görünüyor, ama edilgen kalıyor, Midori ile olan ilişkisinde de kontrol Midori'de.

Watanabe'nin lise arkadaşı Kizuki yakın zamanda intihar etmiş, Kizuki'nin çocukluktan beri kız arkadaşı olan Naoko ise yalnız kalmış durumda, fakat bir şekilde hayatını sürdürüyor. Naoko'nun doğumgününe katılan Watanabe ile cinsel ilişkiye girmesi ise onu bir rehabilitasyon merkezine sonra da intihara götürecek süreci başlatacak olan son damla oluyor. Esas olarak Watanabe, Kizuki-Naoko çiftinin arkadaşları, yani yine bir çifte eklemlenmiş, sonrasında üniversite de Hatsumi-Nagasava çiftine eklemlenmiş olduğunu görüyoruz. Nagasava, Watanabe'ye göre karizmatik, bilgin bir erkek karakter, ama aslında hiçbirşey değil, her gece barlara gidip bulduğu kızlarla birlikte olan bir karakter, bazen Watanabe'de ona katılıyor, Hatsumi ile olan birlikteliğinin ise ne anlama geldiğini ya da işlevini çözmek pek mümkün değil. Ama, bir yerlere, arkadaş toplantılarına götürülen, ya da yeni bir kız bulamadığı gecelerde kullanılan bir oyuncak olarak düşünülebilir. Hatsumi'nin de sonradan intihar ettiğini görüyoruz. Kitapta üç intihar olması ve intiharın bu kadar kolay harcanması bence biraz ucuz kaçmış.

Bir de bütün intiharların cinsellik temelli olması oldukça ilginç, Naoko cinsel ilişkiye giremediği , Kizuki Naoko ile normal cinsellik yaşayamadığı ve Hatsumi Nagasava'sız kaldığı için intihar ediyor. Watanabe'nin ilginç kız arkadaşı, Midori ise porno film düşkünü ve çeşitli cinsel fanztezilere sahip, annesi ölmüş ve babasını da kitap devam ederken kaybediyor. Kitapta karakterler arasında eşdeğiştirmeden tutun her türlü sapkınlık görülüyor. Bunları yapmadan önce genelde aşırı alkol aldıklarını da belirtelim. Geleneğe bağlı karakterler küçümseniyor ve bunlardan birisi Faşo ya da Faşist olarak adlandırılmış. Dinlenen müzikler, okunan kitapların içinde bir tane bile Japon bulunmadığını da belirtelim.

Burada görülen II. Dünya Savaşı'ndan sonra Japon kimliğinin nasıl yok edildiği, bence salt bu yüzden bile okunabilir. Bu kopuk, köksüz karakterler, hayattaki mutluluğu sadece sekste ararken insanın içi acıyor ve çaresizliği hissediyor.

Kitaptan ilginç bir not ise, Watanabe'nin beyaz dişi bir kediye Kamome ismini takması, Kamome kelime anlamı olarak Martı anlamına geliyor, sadece renk üzerinden ilginç bir isimlendirme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder