8 Mayıs 2012 Salı

WILLIAM GOLDING- SİNEKLERİN TANRISI (LORD OF THE FLIES)





Son olarak, Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan Türkçe olarak çıkan kitap, 261 sayfa ile çok hacimli bir roman sayılmaz. Sineklerin Tanrısı ya da ing. Lord of The Flies, iki sinema filmine de konu olmuş , Peter Brook'un yönettiği 1963 yapımı olanı seyretmesem de, Harry Hook'un yönettiği 1990 yapımı olanını seyretmiş ve seyrettiğim dönemde etkisinde kalmıştım. Ve bu karşılaşma belki de hayatımın seyrinde  etkili oldu.

William Golding Nobel ödüllü bir yazar ve insanlardan, insanların içlerinde mevcut olduğunu düşündüğü vahşilikten, benim gibi o da pek hazetmiyor. Deniz Üçlemesi adlı 3.ciltlik başka bir eserinde de benzer durumlara değiniyor.

Sineklerin Tanrısı, temelde bize şu mesajı veriyor; İnsanlar, kendilerini baskı altında tutan toplumsal değerler, kanunlar ve kolluk kuvvetlerinden uzaklaştığında, esas olarak her zaman içlerinde barındırdıkları vahşiliği serbest bırakırlar. Bunun sonucu olarak sebepsiz yere birbirlerini öldürebilirler, hatta işi yamyamlığa kadar götürebilirler. Herkesin içinde vahşi bir katil olduğunu düşünmek abartılı gelebilir, ama gazeteleri okudukça ve televizyonları seyrettikçe insanların cinayet işlemeye, düzenin dışına çıkmaya ne kadar yatkın bir tür olduğunu görüyoruz. Elbette, toplumun içinde çobanları olmadan, yaşamlarını sapıtmadan ve düzen içinde sürdürebilecek bir azınlık var, kitapta bu azınlık birkaç adet çocuk tarafından temsil ediliyor.

Temelde herşey, bir grup çocuğun ıssız bir adada mahsur kalması ile başlıyor, çocuklardan küçük bir kısmı düzeni devam ettirmeye çalışırken, çoğunluk kısa süre içinde düzeni yıkarak, en ilkel insanların yaşam şekline dönüyor ve işler çığrından çıkıyor.  Özellikle saf ve temiz yürekli olduğu düşünülen çocukların bu vahşetin esas kahramanları olması, şiddetin ve düzensizliğin insanın doğasından geldiğini en iyi şekilde vurguluyor, ama aklını kullananların bunu nasıl kontrol ettiğini de bize gösteriyor.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder